Neden güncel politik konulara girmiyorum

Neden güncel politik konulara girmiyorum ve de girmeyeceğim?

Çünkü yapmak istediğim şeyler müsaade etmiyor.

Şöyle bir benzetmeyle izah edeyim.

Ben tatlı yapmak istiyorum. Ama güncel politika tuzlu birşey.

Üstelik bu işi çok daha iyi yapan/yapacak bir sürü, hem de hevesli çok kimse var.

Politika ayrıştırıyor, özellikle bizim coğrafyamızda.

Ben birleştirenlere bakmak istiyorum.

En iyi yapabileceğimi düşündüğüm ve yapmaktan zevk aldığım, eğilimim olan, bana kolaylaştırılmış işleri yapmak istiyorum.

Yapmak istediklerimin gerektirdiği zihin yapısını (mindset) bozuyor politika ve aktüalite.

Zihniyet (mindset) ise işlerdeki bence en önemli unsur.

Dolayısıyla ne onu ne de bunu tam becerememe riski doğuyor.

Bu yüzden kendimi tutuyorum.

Kolay değil kendini tutmak.

Özellikle bu kadar olan bitene haykırmamak çok zor.

Bu kadar kötülüğe.

Ama işte tam da bu yüzden.

Dirseğine çarptıra çarptıra dökülecek şekilde tepeden tatlılarına tuz ekmemek için…

Üstelik, özellikle böyle üzüntülü günlerden geçtiğimiz bir zamanda; ben ne yazık ki kendini üzme…

Veya şöyle ifade edeyim:

Üzücü şeylere yakın durma ve üzülme rezervlerinin tümünü gençken kullanıp tüketmiş biriyim.

Devam eden bazı hastalıklarım stresi sevmiyor.

Kaderin bir cilvesi, 2013 yılında keşfettiğim fotoğraf/sanat gibi bana iyi gelen ve aşığı olduğum şeylerle ilgilenmek zorundayım. Seve seve…

Politikanın bölücü bir özelliği var. Parti taraf demek.

Tarafı olduğum şeyler yok mu? Elbette var.

Barış.

Ama barış için savaşmak gibi bir paradoksa düşmemeli. (Bizde barış taraftarlığı da oldukça tehlikeli bir iştir. Barış isteyerek bir anda herkesi kendinize düşman edebilirsiniz. Kaba bir ifade olacak ama, şaftımızın ne kadar kaydığına bir diğer örnek).

Veya sivil yapıları da devletimiz kurar gibi başka bir saçmalığa.

Sevdiğim şeyleri yapmak istiyorum.

Barış, iyilik, güzellik, çiçekler, böcekler…

Komik gibi geliyor değil mi?

Değil.

Bizim toplumda pek kıymeti yok ama mesela güzellik, sanat değeri kendinde olan şeylerdir.

Nasıl?

Paha biçilmez eserleri düşünelim.

Mona Lisa.

Mona Lisa’dan Fransa bugüne kadar ne kadar para kazanmıştır? Bundan sonra ne kadar kazanacaktır?

Rakam çok büyük değil mi?

Bu sadece bir tek örnek.

Devam edin çirkin betonlar dikmeye. Daha çok beklersiniz zengin olacağız diye. (Kafiyeli oldu).

Zaten zenginlik peşinde koşan zengin olamaz.

Ya ne yapacağız?

Değer üretmeye çalışacağız. Değer, çözdüğümüz sorunların karşılığı. Zenginlik de bunların arkasından gelen şey.

Hangi sorunu çözüyoruz? Klişe tabirle; sorunun mu bir parçasıyız, çözümün mü?

Biz ağırlıklı olarak “Batı sömürdüğü için zengin. Biz sömüremiyoruz o yüzden böyle kaldık” ilkelliğinde olduğumuzdan, hala sorunun bir parçasıyız. (Bu “entitlement” denen, kendinde hak görme hastalığı ile de irtibatlı çok derin bir mesele. Bağlantıyı unutmamak için bu parantez. Şimdi kapayayım.)

Değersiz addettiğimiz pek çok şey, mübedele değerinin çok üzerinde değere sahip.

Kültür, sanat, edebiyat, felsefe, ilim, hikmet…

Barış, iyilik, güzellik…

Çiçek, böcek, kelebek…

Yazdığım pek çok yazının İngilizcesini de yazıyorum. Hatta çoğu zaman önce İngilizcesini yazıyorum.

Bu yazı ise sadece Türkçe.

Bir meselenin anlamlılığı kontekstine göre artar veya azalır.

Uluslararası topluluğa çok anlamlı gelecek şeyler değil bunlar. Kimse zaten politika ile ilgilenmiyor. “Neden politik konulara girmiyorum” demek absürd.

Biz çok fazla kutuplaşmış ve politize olmuş bir toplumuz.

Çok toksik bir durum bu ve farkında bile değiliz.

Kelimeler, kavramlar kirletilip paçavra edilmiş.

Bizim nesillerden geçti, umarım çocuklarımızı veya onların çocuklarını kurtarabiliriz.

Nereden başlamalı?

Evet, nereden

Ne yazacaktım laf nerelere geldi.

Neyse ki jurnal kısmına ait bir yazı.

Bu kadar teşevvüşü kaldırır.

Hasıl-ı kelam

Üstelik yapmayı arzuladığım işler ciddi odaklanma ve adanmışlık gerektiriyor. Maalesef ki, henüz o konsantrasyonun yakınına bile yaklaşabilmiş değilim.

Vesselam…

Yorum bırakın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir


Scroll to Top